Ketojenik diyet 1920’li yıllarda epilepsi hastalıgının tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda kanser hastalığının tedavisinde kullanılan ketojenik diyet, günümüzde ise zayıflama sürecinde uygulanan popüler bir diyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Temel olarak, günlük besinlerle alınan enerjinin yüksek oranda yağdan (yüzde 60-70), orta oranda proteinden (yüzde 20-35), düşük oranda karbonhidrattan (yüzde 5-10) gelecek şekilde oluşturulan bir beslenme modelidir. Ketojenik diyetin amacı, vücudun ketozise girmesini sağlayarak, enerji olarak karbonhidratlar yerine depo yağları kullanmaya yönlendirmektir. Bu metabolik süreçten ötürü zayıflamada da yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Depo yağların enerji olarak kullanılması büyük bir avantaj iken, dezavantajları da bulunmaktadır. Karbonhidrattan alınan enerji az olduğu için, doğru yapılmazsa hipoglisemik ataklar görülebilir.
Dezavantajları:
Bu sebeple mutlaka hekim ve diyetisyen kontrolünde ve gerekli görülen durumlarda uygulanmalıdır.
Ketojenik diyetin, yağ ve protein alımının sınırlı ve kontrollü olduğu, benim de zaman zaman diyetlerimde yer verdiğim ‘Düşük kalorili ketojenik diyet’ olarak adlandırılan bir versiyonu da bulunmaktadır. Mutlaka hekim ve diyetisyen kontrolünde ve gerekli görülen durumlarda uygulanmalıdır.
Düşük Kalorili Ketojenik Diyet
İle vücut kas dokusunu koruyup, tamamen yağdan kayıp sağlarken, ketozis ile diyete başlanılan 3.- 4. gün açlık hissi ortadan kalkar. Kan lipitlerinde kısa sürede azalma, karaciğer enzimlerinde, kan glikoz ve insülin düzeylerinde düşme sağlanabilmektedir. Ayrıca dirençli kilolarda, ya da daha fazla ve/veya daha hızlı yağdan kayıp gerekli olduğu durumlarda etkili bir sonuç vermektedir.
Uygulama alanları
Yan etkileri
Baş ağrısı
Ağız kokusu: Trigliseritlerin hepatik beta oksidasyonu aseton kokusuna neden olur.
Bas dönmesi / Mide bulantısı / Taşikardi /
Ortostatik hipotansiyon: Ketojenik diyette renal sodyum eliminasyonu fazla olduğu için sodyum takviyesi gerekmektedir. Sodyum yeterli alınmadığında bu ve benzeri şikayetler artar. Bu sağlık şikayetlerinin ortaya çıkmaması, sodyumun doğru miktarda kullanılmasına bağlıdır.
Kas zayıflığı: Potasyum mineralinin eksikliğinde kas zayıflığı oluşabilir. Doğru miktarda potasyum takviyesi kas zayıflığını engelleyecektir.
Kabızlık: Diyet lifinin yetersiz alınmasına bağlı olarak görülen bir sağlık problemidir. Yeterli miktarda diyet lifi alımı ve gerekli durumlarda probiyotik kullanımı ile ortadan kalkacaktır.
Özetle; ketojenik diyet, birçok sağlık problemi riskini beraberinde getirmesine karşın; hekim ve diyetisyen kontrolünde düşük kalorili ketojenik diyet olarak uygulanabilmektedir. Ancak internetten okuyup, görerek, arkadaşın programına bakarak bu diyet programı uygulanmamalıdır. Farkında olmadan yapacağınız bir beslenme hatası komaya girmenize bile sebep olabilir.