Boşanma

Boşanmaya Giden Süreçte Yaşananlar Nelerdir? İnsanlar Neden Boşanırlar?
Ekonomik sorunlar, her iki tarafın ailesinin etkileri, cinsel sorunlar, çocuklar ile ilgili sorunlar, aldatma ve daha nice konu boşanma bahanesi olarak ortaya çıkmaktadır. Oysa boşanma sürecini başlatan, eşler arasında "duygusal ayrılığın" ortaya çıkmasıdır.
Duygusal ayrılığın başladığını gösteren bazı işaretler vardır. Bunlar;
• Şüphe, hayal kırıklıkları, çökkün hissetme, huzursuzluk,
• Evlilik ile ilgili hoşa gitmeyen durumlar, evlilik içinde mutsuz hissetme,
• Aile ve eş rollerinden kopma,
• Eşi ve diğer aile üyelerini kendinden uzaklaştıran davranışların başlaması,
• Aileye karşı bağlılığın azalması, aileden uzaklaşma, geri çekilme,
• Evlilikte hissedilen yakınlığın eskiye göre azalması, fiziksel, duygusal ve cinsel açıdan doyum sağlayamamadır.
Duygusal ayrılığa, bazı belirsizlikler eşlik eder. Sevgi ve nefret aynı anda, aynı kişiye karşı hissedilmeye başlar. İlişkinin devam edip etmemesi gerektiği konusunda net bir fikir yoktur. Genelde bu dönemde eski aşkların düşünüldüğü, ayrılıp baba evine geçici bir dönüş yapıldığı, başka bir yerde hayat kurulduğu gibi fanteziler kişiye eşlik eder. Kişi, eşinden duygusal olarak uzaklaştığının da farkındadır. Yine çocuklar bu dönemde, anne ve babaları arasındaki gerginliği hissetmeye başlar. Ebeveynlerden uzaklaşma ya da aşırı bağlılık geliştirme gibi uyum sağlamaya yönelik ama uygun olmayan davranışlar geliştirebilirler.
Bir süre sonra ayrılığı düşünen kişi, ailesi ile daha az zaman geçirmeye başlar. Bireysel aktiviteler (spor, diğer hobiler, arkadaşlar ile vakit geçirme gibi) artar. Kişi, eşinin ilgisine karşı kayıtsız kalabilir, ilgi ve sevgi göstermekten kaçınabilir. Diğer taraftan ayrılık düşüncesi henüz olmayan eş, kendini ihmal edilmiş ve reddedilmiş hissetme eğilimindedir. Kendisinden uzaklaştığını fark ettiği eşinin ilgisini, yeniden kendisine ve ailesine çekebilmek için sık sık arama, birlikte vakit geçirmeye zorlama, onun sevdiği aktiviteleri yapma, hoşuna gidebilecek hediyeler alma gibi kurtarma davranışlarında bulunabilir. Özetle, temelde evliliği bitiren sebep sorunların varlığı değildir. Evlilik çatışmalarını başlatan sorunlara karşı, uygun baş etme yöntemlerinin kullanılamamasıdır.
Terk Eden Eş Neler Yaşar?
Ayrılık kararını veren ve terk eden eş için de süreç oldukça zor olabilir. Yakınları, ortak arkadaşlar ve hatta çocukları tarafından dışlanabilirler. Bizim kültürümüzde, yakınlar ve toplum tarafından ayrılıklara hoş bakılmadığını ve terk eden kişinin, sık sık "gül gibi eşin var, alkolü yok, sigarası yok, başka kadınlarla ilişkisi yok, çocuklarına ve sana iyi bakıyor, evine bağlı, namuslu, arada çocuklarınız var..." şeklinde sözlerle eleştirildiğini gözleyebilirsiniz. Bu eleştiriler ve kişinin kişilik özellikleri, suçluluk hissetmesine yol açabilir. Fakat bir taraftan da terk eden eş, içinde boğulduğu, ihtiyaçlarının büyük oranda karşılanmadığı ve ayaklarının geri geri gittiği bu ilişkiden kurtulmanın rahatlığını duyumsar. Kötü giden evliliği ile ilgili olarak eşine, yakınlarına karşı öfke duyabilir. Arada çocukların olması veya yüklü miktarda mal varlığı gibi, paylaşım ve düzenleme gerektiren durumlar için kaygılanmaktan kendini alamaz. Bir an önce boşanmayı sonlandırmayı istemektedir. Yas evrelerinde de diğer eşten oldukça ilerdedir. Durumu kabullenmiş ve hayatının sonraki adımları ile ilgili düşünmeye başlamıştır bile. Bazen başka biri ile ilişki içinde olduğu da görülebilir.
Terk Edilen Eş Neler Yaşar?
Daha bebekliğimizde, annemizin sevgisi ve ilgisi olmadan, birisi bizi beslemeden, temizleyip giydirmeden yaşayamayacağımızı sezeriz. Dolayısıyla hayatta aldığımız ilk mesaj "terk edilmek tehlikelidir" olacaktır. Buna göre terk edilen eş, başlangıçta korku, çaresizlik, öfke ve yoğun bir kaygı duyar. Çabaladıkça daha da dibe sürüklendiği bir bataklıktadır sanki. Genellikle eşin ayrılma kararı, terk edilen için beklenmediktir. Kayıp duygusu ve arkasından başlayan yas süreci, terk edilen için oldukça gürültülü geçer. İntikam alma isteğinin ağır bastığı görülür. Bazen kişi daha güzel, daha zengin, daha çalışkan ve bir sürü "daha" olmaya çalışarak terk edene neler kaybettiğini göstermek ve onu pişman etmek ister. Bazen de üzücü bir şekilde, çocukların bu intikam sürecinde kullanıldığına şahit oluruz. Çekilen acı kadar büyüktür ki, terk edilen için normale dönmek yıllar alabilir.
Arada üçüncü kişilerin olduğu, aldatma ile biten ilişkilerde, durum biraz daha karmaşıktır. Terk edilen kişide öfke, yetersizlik, değersizlik hissi oluşabilmekte; benlik saygısında ve dolayısıyla kendine güveninde belirgin azalma olabilmektedir. Bu nedenle, kendine ve terk edene ve hatta çocuklarına karşı, zarar verici olabilecek davranışlar ortaya çıkabilmektedir.
Boşanmanın Yas Sürecinde Neler Olur?
Genellikle terk edilen eşin sürecinden bahsedeceğim. Çünkü terk eden yasını tutmuş, içinde bulunduğu ilişki ile olan bağını kafasında koparmış ve sonraki basamaklara geçmiştir bile. Terk edilen önce "inkâr" halinde olacaktır. "Bizim ilişkimiz iyi gidiyor. Bu geçici bir durum. Çocuklarımıza çok bağlı, asla böyle bir şey yapmaz. Ayrılığı istemiyor, sadece bir şeyler anlatmaya çalışıyor olmalı. Falanca konusuna kızmış olmalı." Aynı zamanda görmezden gelemediği değişimler yaşanmaktadır. "Bölme" hâkimdir. Eşi başka yerde kalmaya başlamıştır, yakınlarına ve arkadaşlarına ayrılık kararından bahsederek olayı meşru hale getirmiştir. Terk edilen, ilişkinin bittiğini içten içe sezmektedir. Ama eşinin eve eşyalarını almak için gelmesini, çocuklarını görmek istemesini bir geri dönüş ya da barışma adımı gibi değerlendirmekten de kendini alamamaktadır. "Pazarlıklar" ile zihni meşguldür. İlişkinin son zamanları tekrar tekrar gözünün önünden geçer. "Annesiyle tartışmasaydım, özel günlere önem verseydim, çok para harcamasaydım, ilgilenseydim, tekrar konuşmayı deneyip ona onu sevdiğimi söylersem düzelir miyiz, çocuklarım belki aramızın düzelmesini sağlayabilir..." gibi düşünceler döner durur zihninde. Fakat terk eden eş genellikle kararını vermiştir.
Bu durumda öfke, gittikçe yoğunlaşır. Kapı kilitlerini, telefon numaralarını değiştirmekten mahkemeye vermeye kadar çeşitli öfke çıkarma yollarına başvurulabilir. Bazen uygun olmasa bile, çocuklar, öfke çıkarma aracı olarak kullanılabilir. Terk edilen eşin, çocuklarını diğer eşe göstermeme, terk eden eşi çocuklara ve diğer yakınlara kötüleme, çocuklarını dert ortağına çevirme şeklinde davranışlarda bulunabilir. Nitekim bir süre sonra durumu artık kabul eder. Bu dönemde zaten var olan keder duygusu, yoğunlaşır. Yeni bir başlangıç yapmanın adımlarını yavaş yavaş atar. Boşanmanın getirdiği parasal sıkıntılar da bir sorun alanı olarak kişinin karşısına çıkabilir. Bazen bir eve giren para, iki evi birden geçindirmek zorunda kalır.
Boşanma Sürecinden, Kadın ve Erkek Neden Farklı Etkilenir?
Bizim toplumumuzda kişiler, evli olup olmadıklarına göre tanımlanır. Dul ve boşanmış olmak her iki cinsi birden etkileyebilse de, özellikle kadınlar için daha zordur. Çift kavramına bu kadar önem veren bir toplumda kadınların yalnız olmaları, kayıplarının daha da karmaşık hale gelmesine ve ağırlaşmasına neden olabilir. Çünkü toplumsal öğretilere göre "yuvayı dişi kuş yapar." Yani eğer "kadın, kadın olsa, bu evlilik bitmezdi" şeklinde cinsiyetçi yargılar, kadınların baş etme gücünü bozabilir. Bu da kadınların, yürümeyen ve biten bir ilişkide neden suçluluk ve yetersizlik hissettiğini açıklayan durumlardan biridir.
Sağlıklı Boşanma Nasıl Olur?
Bazılarınızın boşanmanın sağlıklısı mı olur dediğinizi duyar gibiyim. Elbette olur. Yürümeyen, kangren olmuş, eşlerin birbirine ve çocuklara zarar verdiği ilişkilerde sağlıklı ayrılmayı sağlamak, önemli bir girişimdir. Çocukları gereksiz stres yaratacak durumlardan ve acılardan korumak, "ben kazandım-sen kazandın" yarışına girmemek, tüm aile bireylerinin ihtiyaçlarını düşünerek, herkes için kısmi kazanç sağlanacak seçenekleri araştırmak gereklidir. Bu süreçte bir aile terapistinden yardım almak düşünülebilir. Bu sayede daha barışçıl ve karşılıklı saygının korunduğu bir boşanma süreci mümkün olabilir. Daha olgun ve güçlü olarak yaşama devam etmenin yolları öğrenilebilir. Ayrıca, arada çocukların varlığında, ayrılan ebeveynlerin boşanma sonrasında da saygılı bir ilişki içinde olması oldukça önem kazanmaktadır.
"Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun
Bir şey vardı yine, çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk gün boyu
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde"
(Ahmet Telli)