Çocuklarda İştahsızlık

Düzenli ve dengeli beslenme alışkanlıkları olan çocuklar, daha sağlıklı olurlar, sık sık hastalanmazlar, okulda daha başarılı olurlar, daha az davranışsal sorunlarla karşılaşırlar. Genellikle en sık 3 nedene bağlı iştahsızlık görülür:
• Hastalıklara bağlı gerçek iştahsızlık
• Yanlış beslenme alışkanlıkları
• Psikolojik iştahsızlık
İştahsızlık bazı hastalıklar sonucu olabilir, fizyolojik rahatsızlıklar iştahsızlık üzerinde en az psikolojik sorunlar kadar etkilidir. Bu durumlar gerçek hastalık iştahsızlığına sebep olurlar. Örneğin; ateşli yangı hastalıkları, gripal enfeksiyonlar sırasında, demir eksikliği anemisi, bağırsak parazitleri, bademciklerin büyük olması, geniz eti, gastro - özefageal reflü hastalığı, diş çıkarma, kronik hastalıklar (kronik böbrek hastalığı, astım gibi kronik solunum yolu hastalıkları, kanserler vb.) gibi durumlar da çocuklarda görülen gerçek iştahsızlığın nedenleri arasında yer alırlar.
Gerçek iştahsızlık olmayıp da yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle yemek yemeyen çocuklarda ebeveynler tarafından iştahsız olarak görülür. Oysa bu çocuklar canlarının istediklerini yerler, istemediklerini yemezler. Genellikle düzensiz- öğünsüz beslenmeye alışmışlardır. Kuru gıdalar, fast food, abur-cubur dediğimiz yiyecekler yerler, öğün saatlerinde sofraya oturup yemek yeme alışkanlığı edinmedikleri için sürekli bir şeyler atıştırmak veya bakan kişiler tarafından yemesi için sürekli bir şeyler sunulması, yemek saatinde acıkıp iştahla yemek yemesini engeller.
Doğumdan sonraki aylarda bebekler ciddi sağlık sorunları olmadığı takdirde anne sütü veya mamalarını iştahla alırlar. Bebekler için ilk aylarda en sağlıklı ve doğru besin mutlaka anne sütüdür, 4-6. aylardan itibaren anne sütüne ilave ek gıda verilmeye başlanır. Çocukların ileri yaşlarda beslenme ve iştahsızlık sorunları daha çok (6 ay- 1 yaş arası) bu dönemdeki hatalardan kaynaklanır, ek gıdalara başlarken gösterilen tutum, sabırsız ve gergin davranışlar yaşamının geri kalanında beslenme sorunlarına yol açabilir. Anneler bu döneme geç başlarsa, katı mamalara geçiş gecikeceği için, çocuk, pütürlü sebzeler, meyve püreleri, katı yiyeceklerden hoşlanmaz, ağzını açmaz ya da ağzına verileni tükürür veya yutmayarak ağzı içinde tutar, anne memesi veya biberon yerine kaşıkla beslenme alışkanlığını da edinemez. İşte bu devre çok kritiktir, çocuk annesinin duygusal zaafını yakaladığında, canı isterse yer, istemezse annesine direnebilir. Büyüme evresinde çocukların kişilikleri de gelişir, ‘’ben’’ kavramı gelişir. Özellikle 1-3 yaş arası ben-egosu baskındır. Ellerini kullanmayı sever, her şeyi almak, mamasını besinlerini kendisi almak ister. Anne titiz davranış gösterip çevreyi kirleteceği endişesi ile bu arzusunu reddederse anne ve çocuk arasında inatlaşmalar başlar ve yemek saatleri kavga saatlerine dönüşür.
Anne ve çocuğa bakan kişi ile çocuk arasındaki inatlaşmalar iştahsızlık sorununu artırır. Çocukların mideleri boyut olarak hemen hemen yumrukları kadardır. Önüne bir tabak dolusu yiyecek konulduğunda, doğal olarak yemeği bitiremeyecektir. Çocuk annenin istediği kadar besini tüketene kadar anne tarafından zorlanırsa, çocuk bu zorlamaya genellikle kusma ile tepki verir. Anne bu tepkiye sinirlenince de çocukta iştahsızlık, yemeği reddetme, ürkeklik ve sinirlilik davranışları gelişir. Kesinlikle ıisrarcı olunmamalıdır.
Çocuklar damak tadını geliştirmeye uygun beslenmelidir. Yaşamın ilk 3 yılında beslenme alışkanlıkları oluşur. Taze yiyecekler vermek, yüksek yağ içeren besinler, yapay tatlandırıcılar, işlem görmüş ve paketlendirilmiş hazır gıdalardan uzak tutmak gerekir. Kahvaltı yapmaya alıştırmalıdır. (yumurta, peynir, yoğurt, meyve suyu, tahıl)
Parmak ya da lokma boyutunda olan ve bebeğinizin elinde tutarak ağzına götürebileceği yiyeceklere parmak gıda denir. Parmak gıdalar çocuk için keşfetme imkânıdır. Yemeğe dokunur, koklar, sert, yumuşak, ekşi, tatlı, tuzlu farklarını ayırt etmeye başlar, kendisini besliyor olmak zevk ve mutluluk verir kendine olan güvenini, motor gelişimini, el-göz koordinasyonunu destekler. 8-9 ay civarında bardaktan içmeye başlayabilir. 9-12 ay civarında eline kaşık verip yemek sırasında oynamasına izin vermek gerekir. Böylece çocuk kendi kendine bireyler yapmanın zevkini tadar.
İştahsızlık durumunda yapılan yanlışlardan birisi de çocuğa taviz (rüşvet ) vermektir. ‘’yemeğini yersen sana şunu alacağım ‘’ gibi tavizler verilir, hatta bazen ‘’ne olur yemeğini ye ‘’ gibi yalvarma davranışları yapılırsa sorun daha da derinleşir. Yemeğini yemediği zaman, bir sonraki öğün saatine kadar bir şey yiyemeyeceğini söylemek şeklinde kural koymak uygun olur.
Yemek saatleri düzenli olmalı, aralarda iştahını kesecek besinler ile ödül olarak şeker ve çikolata gibi tatlı besinler verilmemelidir.
Çocuk önüne konulan yemek çeşidini istemezse kesinlikle ısrarcı olunmamalı, zorlamamalı, çocukla inatlaşmamalıdır. Baskı yaparak yemek yedirmeye çalışmak çocuklarda o besin hakkında olumsuz düşüncelere neden olur. Ebeveynlerin otoriter değil anlayışlı olmaları, ancak belirli kurallarının da olması gereklidir.
Çocuklar gördüklerini taklit ederler, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile çocuklara örnek olunmalıdır.
Yemek sırasında çocuğun dikkatini yemekten uzaklaştıracak televizyon, video, tablet bilgisayar, telefon gibi yöntemlerin kullanılması kesinlikle doğru değildir.
Gereksiz vitamin ve mineral desteğinden kaçınılmalı, doktor tarafından eksikliği saptanan vitamin ve mineraller yerine konmalıdır.