Deri Kanserleri

Deri kanserleri gözle görülebilen kanserlerdir ve diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken dönemde fark edilirse yayılmadan tamamen tedavi edilebilir.
Deri kanserlerinin en sık görülenleri bazal hücreli kanser, skuamöz hücreli kanser ve melanomdur. En sık görülen deri kanseri bazal hücreli karsinomdur ve iyi seyirlidir. Melanom, deri kanserleri arasında en az görüleni olmasına rağmen en tehlikeli deri kanseri türüdür. Diğer organlara yayılım gösterebilen melanom, tüm cilt kanseri ölümlerinin çoğunluğunu oluşturur.
Melanom, deriye rengini veren melanin pigmentini yapan melanosit adı verilen hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla oluşan deri kanseridir. Genellikle kahverengi veya siyah renktedir, ancak bazı melanomlar pembe-kırmızı da olabilir. Melanom deride doğuştan var olan veya sonradan ortaya çıkan benlerin renk ve sekil degiştirmesi şeklinde oluşabilecegi gibi normal deride yeni oluşan bir renk koyuluğu şeklinde de başlayabilir. Vücudumuzdaki benler, iyi huylu tümörlerdir ve sadece doğumda değil çocukluk ve gençlik dönemlerinde de ortaya çıkabilir. Benlerin çoğu probleme yol açmaz, ancak fazla sayıda beni olan kişilerde melanom gelişme riski daha fazladır. Doğumda var olan benlerde melanom gelişme riski benin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak artar. Yirmi cm’den büyük olan doğumsal benlerde yaşam boyu melanom gelişme riski %2-6’dır. Melanomun başlıca belirtileri, var olan bende asimetri, sınır düzensizliği, karışık renkli görünüm ya da hızla büyümedir. Büyüklüğü 6 mm’den fazla olan benler daha sıkı izlenmelidir. Erken dönemde tanı konduğunda tedavi edilebilir bir kanser türü olan melanom, geç kalınırsa hızlı yayılım göstererek tedavi sansını azaltan ve yaşam süresini kısaltan ölümcül bir seyir izler. Bazal hücreli ve skuamöz hücreli deri kanserlerinin başlıca belirtisi, deride iyileşmeyen bir yara oluşmasıdır. Uzun süre kendiliğinden iyileşmeyen bir yara varlığında deri kanseri olasılığı düşünülmelidir. En önemli risk faktörü güneş ya da ultraviyole ısınlarıdır. Bu tür kanserler güneş ışınlarına açık baş, yüz ve boyun bölgelerinde daha sıklıkla ortaya çıkarlar. Organ nakli hastalarında skuamöz hücreli deri kanseri gelişme riski artmıştır. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi deri kanserlerinin tedavisinin başarılı olması da erken tanıya bağlıdır. Herkesin kendi vücudunu iyi bir şekilde gözlemlemesi ve belirli aralıklarla hekim muayenesi önemlidir. Uzun süre iyileşmeyen bir yara ya da var olan bir bendeki değişiklik durumunda mutlaka hekime başvurulmalıdır. Dermatoskop olarak adlandırılan (deri yüzey mikroskopisi) bir alet yardımıyla deri üzerindeki lekeler ya da benler büyütülerek incelenir. İzlenmesi gereken benler digital dermatoskopi ile kayıt altına alınarak sonraki muayene bulgularıyla karşılaştırılabilmesi sağlanır. Kuşkulu olanlardan kesin tanı için deri biyopsi alınarak histolojik olarak incelenmesi gerekir. Bu şekilde lezyonun kötü huylu olup olmadığı saptanabilir.
Deri kanserlerinin tedavisi kanserin türüne göre değişebilmekle birlikte, amaç kanserli dokunun cerrahi olarak tamamen çıkarılmasıdır. Deri kanserlerinin tedavisinde kullanılan diğer tedavi yöntemleri ise kriyoterapi (dondurarak tedavi), radyoterapi, topikal kemoterapi, sistemik kemoterapi ve immünoterapidir. Bazal hücreli kanserler ortaya çıktıkları bölgede tekrarlama eğilimindedirler ve uzak organlara yayılmazlar. Skuamöz hücreli kanserler de benzer seyir göstermekle birlikte, uzak organ ve lenf bezlerine yayılabilirler. Melanomlar ise ölümcül seyirli olup, erken tedavi edilmemeleri durumunda lenf bezlerine ve uzak organlara yayılabilir. Deri kanseri geçiren hastalarda yaşamın ilerleyen yıllarında başka bir deri kanseri olma olasılığı artmıştır. Bazal hücreli karsinom hastalarına tedavi sonrası her yıl yılda bir kez, skuamöz hücreli kanser hastalarına ise ilk 2 yıl 3-6 ayda bir, sonraki 3 yıl her 6-12 ayda bir ve daha sonra ömür boyu yılda bir kere ayrıntılı deri muayenesi yapılmalıdır. Melanom hastalarında takip evreye göre değişir. Melanom tedavi ve takibinin dermatolog, plastik ve rekonstrüktif cerrah ve medikal onkologlardan oluşan multidisipliner bir grup tarafından yapılması idealdir.
Korunmak İçin Ne Yapmalı?
Deri kanserlerinden korunmak için özellikle yaz aylarında güneş ve ultraviyole ışınlarının en yoğun olduğu saat 10.00 ve 16.00 arası güneşten kaçınılmalıdır. Ayrıca solaryum gibi suni ultraviyole kaynaklarından kesinlikle uzak durulmalıdır. Güneşten koruyucu faktörü 30’un üstünde olan bir güneş kremi dışarı çıkmadan 15-20 dakika önce sürülüp her 2 saatte bir tekrarlanmalı, deniz sonrasında ve terleyince işlem yenilenmeli, güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınacaksa geniş şapka ve uzun kollu giysiler giyilmelidir. Deri kanserinin en önemli belirtisi deride yeni bir leke veya yara oluşması veya var olan lekenin büyüklüğü, şekli veya rengindeki değişikliktir. Bu nedenle tüm deri düzenli aralıklarla kontrol edilerek iyileşmeyen herhangi bir lezyonun ortaya çıkması ya da mevcut bir benin değişmesi durumunda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır.