Kanser Tedavisinde Gelişmeler

Vücudumuzda bir gün içerisinde milyonlarca hücre yok olurken milyonlarcası da diğer hücrelerden kopyalanarak oluşmaktadır. Hücre oluşumunun en kritik aşaması hiç şüphesiz DNA kopyalanması aşamasıdır. Hücrelerimizin yönetim birimi olarak tanımlayabileceğimiz DNA’mızın kopyalanması sırasında hatalar meydana gelebilmekte ve bu hatalar çoğu zaman çok hassas tamir mekanizmalarınca onarılmaktadır. Ancak bazı durumlarda genetik ya da sonradan kazanılmış olarak DNA hatalarını tamir eden genlerde bozukluklar meydana gelebilmektedir. DNA içerisindeki tekrar eden küçük diziler olarak tanımlanan ‘Mikrosatellitler’ mutasyon denilen genetik hatalara en yatkın bölgelerden olup, binlerce mutasyon insan vücudunda birikerek Genomik kararsızlık (microsatellite instability = MSI) olarak adlandırılan tabloya sebep olmaktadır.
MSI olarak isimlendirilen bu bozukluk başta kalın bağırsak, rahim, mide, pankreas kanseri gibi çeşitli kanser türlerinde saptanabilmektedir. MSI varlığı son dönemde pratigimize yön veren immunoterapi tedavilerinin başarılı olabileceğini gösteren bir belirteç olarak kabul edilmektedir. Standart kemoterapiler sonrası hastalığı ilerleme gösteren vakalarda, MSI testi yapılarak pozitif olarak saptanan hastalarda uygulanan immunoterapi tedavileri ile çok ciddi başarılar elde edilebilmektedir.
Son 1 yıl içerisinde MSI testi pozitif tüm kanser vakalarında Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi (FDA) Pembrolizumab isimli immunoterapi ilacının kullanımını onaylamıştır. FDA ilk defa, tümörün köken aldığı organa bakmaksızın, kanserin genetik yapısını hedef alan bir tedavi yöntemini onaylamıştır. Benzer şekilde yakın zamanda da kalın bağırsak kanserli MSI test pozitif hastalarda Nivolumab isimli immunoterapi ilacının kullanımı da onaylanmıştır. Birçok kanser türünde standart tedaviler sonrası ilerlemiş vakalarda, MSI gibi belirli özelliklere sahip olan hastaların tespiti, immunoterapi tedavilerinden yüksek oranda fayda görecek hastaları saptamamıza yardımcı olmaktadır.
Basit patolojik ve genetik testleri kullanarak MSI varlığını tespit edebilmekteyiz. Bu son gelişmeler immunoterapi ilaçlarını tedaviye dirençli hastalarımızda kullanabilme şansını bize sağlıyor. Bunlar onkologlar olarak bizler ve hastalarımız için son derece ümit veren gelişmeler.