Şikayetim Yok Demeyin, Kontrol Edin

Kardiyolog Hakan Erikçi, yüksek tansiyonu olduğu halde herhangi bir şikayeti olmadığı için ilaç içmekten kaçınan, kontrolünü ihmal edenlerin hayatlarıyla kumar oynadığını söyledi. Şikayete yol açmasa da hipertansiyonun önemsenmesi gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Erikçi, “Onca uyarıya karşın durumundan haberdar olanlar bile gerekli tedaviyi almıyor, sürdürmüyor. Bu sinsi bir hastalık. Şikayete yol açmaz ama kalp krizi, kalp ve böbrek yetmezliği ve felç gibi durumlara sebep olur, öldürür” dedi.
Kent Bayraklı Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Erikçi, tansiyonun, atar damarlarımızdaki basıncı gösterdiğini, kalbin kasıldığı andaki tansiyon değerine büyük, kalbin gevşediği andaki tansiyon değerine küçük tansiyon denildiğini hatırlattı. Kan basıncının 120/80 mmHg üzerinde olan tansiyon değerinin hipertansiyon olarak kabul edildiğini belirten Erikçi, şunları söyledi:
“Eczanede, kahvede, çarşıda tansiyon ölçülmesi ve yüksek tespit edilmesi, kişide yüksek tansiyon olduğunu göstermeyebilir. Kan basıncı gün içinde oynak bir seyir gösterir. Stres halindeyken, sinirliyken, yorgunken yüksek çıkabilir. Eğer kan basıncı değişik gün ve zamanlarda, yarım saat dinlenmiş durumdayken usulüne uygun ölçüldüğünde yüksek bulunursa-veya tansiyon holteri denilen portatif cihazlarda gün boyu yapılan ölçümlerin ortalaması yüksek bulunursa, o kişide hipertansiyon vardır denir. Vakaların çoğunluğunda sebep yoktur. Bu duruma esansiyel hipertansiyon denir. Genellikle 40 yaş sonrası görülür ve birçok faktöre bağlıdır. Bazı vakalarda sebep bulunabilir; genellikle 30 yaş öncesi hastalarda söz konusudur. Böbrek hastalıkları, iç salgı bezi hastalıkları, doğuştan kaynaklanan kalp hastalıkları sekonder hipertansiyona neden olabilir. Hipertansiyon, yani tansiyon yüksekliği, kalp hastalığı, felç, böbrek yetmezliği gibi ciddi hastalıklara neden olur. Kural olarak, tansiyon ne kadar yüksekse , risk o kadar fazladır. Tedavide hayat tarz değişikliği – kilo verme, düzenli egzersiz, sağlıklı diyet, alkol kısıtlaması, sigarayı bırakma, düşük tuz ve kafein tüketimi önemlidir. Gerektiğinde ilaç da başlanır.”
CİDDİ VE SİNSİ BİR HASTALIK
Öte yandan ülkemizde yapılan bir çalışmaya göre, hipertansiyon görülme oranının 35-65 yaşları arasında yüzde 42, 65 yaş üstünde ise yüzde 75 olarak saptandığını kaydeden Uzm. Dr. Erikçi, “Hipertansiyon ülkemizde ciddi bir problemdir. Bu kişilerin yarısı durumdan habersiz yaşar, geri kalan yarısı durumdan haberdardır bu son grubun da ancak yarısı yeterli tedavi alır. Maalesef herhangi bir şikayet belirtisi görmeyen hipertansiyon hastaları, boşuna ilaç içeceği düşüncesiyle tedavi olmaz. Dolayısıyla de hayatlarıyla kumar oynarlar. Bu sinsi bir hastalıktır, şikayete yol açmaz ama kalp krizi, kalp ve böbrek yetmezliği ve felç gibi durumlara sebep olur, öldürür. Tansiyon ne kadar yüksekse, bu risk o kadar fazladır. Doktor olarak şikayetim yok diyen hastalara hayat tarzı değişikliği ile birlikte ilaç kullanımını öneririm. “