
Beyin Sağlığı ve Beyin Hastalıkları
Beyin, üç kattan oluşur. Zekâ ve düşüncenin merkezinin olduğu üst kat (korteks), insanda son derece gelişmiştir. Ayrıca çevreyle ve bedenle ilgili bütün bilgiler buraya gelir ve burada çözümlenir. Yine bütün bilinçli hareket ve davranışlar da buradan çıkar (sözcükler ve elin hareketleri gibi). Orta kat (beynin temeli), içgüdüsel davranışların merkezidir (sevgi, kin, kıskançlık, mülkiyet duygusu vb.). Aynı şekilde anılar, acılar, kumanda merkezleri ve hormonal salgılamalar da burada merkezlenmiştir. Uyanma, kas gücü ve denge de (küçük beyinle birlikte) bu noktanın görevidir.
En alt katı oluşturan soğancıkta solunumu, sindirimi vb. işelevleri düzenleyen merkezler yer almaktadır. Bedenden aşağı inen ve çıkan bütün sinir yolları buradan geçmektedir. Bu üç katlı "süper bilgisayar", zekâ ile ilgili ve bilinçli her davranış için üst beyin tarafından kumanda edilmektedir. Bu kumanda bölgesi, çok hassastır. Beynin merkezi ne kadar çok zarar görürse, aşağı düzeyler de o denli aksayıp, hayati düzenlemeleri sürdürmekte güçlük çeker. Soğancık merkezleri zarar gören birine ilk yardım yapan kişi ya da müdahale eden doktor, iyileşmeyi sağlamak için özellikle en büyük hayati fonksiyonları üstlenmelidirler.
Beyin, Sinir ve Damar Hastalıkları
Koma, çırpınma ve kasılma nöbetleri, ihtilaç krizleri eğer önceden sağlıklı olan birinde ortaya çıkarsa, beyinde bir rahatsızlık olduğunun belirtisi sayılmaktadır. Bu belirtilere pek çok hastalıkta veya ciddi örselenmelerde rastlanabilir. Bazı ilaçlar ve uyuşturucular da aynı durumu yaratmaktadır. Yanlışlıkla yüksek dozda ilaç almak veya bilerek içmek de tehlikeli durumlar yaratır.
Kanamalar ve Had Beyin Hastalıkları
Kafatası içinde bir damarın çatlaması sonucu meydana gelen kanamalar, beyni sıkıştıran bir kan toplanmasına yol açabilir. Bir beyin damarının çatlaması veya tıkanması da, beyinde bir arıza yaratır. Bunu, vücudun bir yarısına felç inmesi veya dil tutulması gibi arızalar izler. Beyin enfeksiyonları da (apse, menenjit, kafa içi yangısı) çoğunlukla bu üç belirtiden biriyle, aniden başlar. Bazı tümörler de, ne kadar iyi huylu olurlarsa olsunlar, bu belirtileri yaratabilir.
İlaçlar ve Oksijen Yetmezliği
Bazı ilaçların beyin üzerinde dolaylı veya dolaysız, ayrıcalıklı etkileri vardır. Doğru dozlarda kullanıldığında, tedavi edici sonuç verirler. Ancak aşırı dozlar, bir beyin arızasına neden olabilir. Uyuşturucu bağımlılığı ve alkol kullanımı da insanı komaya sokup, kasılma ve ihtilaç nöbetlerine sürükleyebilir. Beynin sinir hücresi, oksijen eksikliğine karşı çok duyarlıdır. Her türlü solunum ve kan dolaşımı bozuklukları, hızla hastalık arazı geliştirir.
Kanda Şeker Azalması
Sinir hücresi, beslenmesinde önemli rol oynayan şekerin eksikliğine karşı da çok duyarlıdır. Bu yönden hiçbir rezervi yoktur ve kan dolaşımı yoluyla sağlanan glikoza tamamen bağımlıdır. Normal olarak glikoz oranı, pankreasın bir hormonu olan insülin tarafından korunmaktadır. Diyabette, insülin salgılaması yetersizdir.
Tedavi, insülini enjeksiyonla hastaya vermeyi amaçlamaktadır. Hastanın günlük ihtiyacı böyle sağlanır. İnsülin dozu çok yüksekse veya insülin dozajlamasına göre şeker alımı çok zayıfsa, kandaki şeker oranı düşer. Buna “hipoglisemi” denir. Bu durum, beyinde bir hasara yol açabilir. Alkol bağımlılarında da kanda ciddi şeker eksikliği komplikasyonları görülebilir. Bu nedenle alkolikler veya sızacak kadar çok içmiş kişiler için beyin ve sinirlerde hasar riski yüksektir.
Soğuk ve Isı
Beyin de bir tür bilgisayar gibidir. Bütün bilgisayarlar gibi beyin de soğuk ve ısıya (sıcak çarpması, güneş geçmesi, ateş yükselmesi vb.) karşı çok duyarlıdır. Özellikle 2 yaşından küçük bebekler ve çocuklar, yüksek ateşe karşı çok duyarlıdır. Bu nedenle çocuklarda ateşin 40°C'nin üstüne çıkmasına asla izin verilmemelidir. Yüksek ateşle birlikte sayıklama, kendinden geçme ve çırpınma nöbetleri oluşabilir ve bunu ciddi beyin hasarı izleyebilir.