
Odyometri Ünitesi
İşitme iki ana bileşene göre ölçülür. Bunlar, frekans ve ses yoğunluğu yüksekliğidir. Odyometri ünitesi, Kulak Burun Boğaz hastalıklarının teşhisinde kullanılan pek çok testin yapıldığı bölümdür. Testler Odyometrist tarafından yapılmakta ve uzman doktorlarımız test sonuçlarını değerlendirmektedir. Odyometrik test işitme kaybının seviyesini, tipini, konuşmanın anlaşılırlığını ve rahatsızlık eşiğini tespit etmek için sessiz kabinde yapılan testtir.
Odyometrik Test Nerelerde Kullanılır?
• Mümkün olan en erken yaştaki çocuklarda genel taramasında,
• Sensörinöral işitme kaybı nedenlerinden bir tanesine (veya daha fazlasına) maruz kalma durumunda,
• Çocuklarda geç konuşma sebebini bulmada,
• Kalıcı davranış sorunları, çocuklarda veya yaşlılarda değişikliklerin sebebini bulmada,
• Özellikle geriatrik değerlendirme yapılırken yaşlıların taranması gerektiğinde,
• Hastanın işitme kaybı şikâyetlerinde,
• Kalıcı seröz otitis mediada, özellikle çocuklarda olan bilateral durumlarda,
• Şüphelenilen sensorinöral işitme kaybı olan timpanometri uygulanan herkeste (anormal bir timpanogram genellikle iletken işitme kaybı anlamına gelir; ancak, sensorinöral işitme kaybı da olabilir)
• Başarısız bir tarama testinin odyometrik değerlendirilmesinde,
• Kulak çınlaması, baş dönmesi veya baş dönmesi şikâyetlerinde,
• Şiddetli kafa travmasından sonra,
• Ototoksik ilaçların kullanımından sonra,
• Menenjit, ensefalit veya işitmeyi etkileyebilecek diğer ciddi viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan sonra,
• Gürültülü çalışma ortamına sahip kişilerde kullanılmaktadır.
İşitme Testi Nasıl Yapılır?
Hastanın işitme testi yaptırmasının gerekliliğine KBB (Kulak Burun Boğaz) doktoru tarafından karar verilir. Bu testler sayesinde kulaktaki işitme kaybı ve bu kaybın derecesi ölçülebilir. Ses yalıtımlı bir odada gerçekleştirilen test sırasında kişiye dışarıyla bağlantıyı olabildiğince kesen bir kulaklık takılır. Farklı frekans aralıklarında sesler verilerek kişinin tepkileri, kemik ve hava iletimi ile birlikte değerlendirilir. Kişiye herhangi bir ses duyduğunda elinde bulunan kumandadaki butona basması söylenir. Duyduğu ses az şiddetli, çok şiddetli, ince veya da kalın olabilir. Odyometri testleri kulaktaki işitme kaybının test edilmesi açısından büyük önem taşır.
Saf Ses Odyometrisi
En sık uygulanan işitme testidir. Saf ses odyometrisi, her iki kulağın farklı frekanslarda duyabildiği minimum ses şiddetini belirler. Ses geçirmez bir kabinde hastaya özel bir kulaklık aracılığıyla sesler dinletilir. Buton yardımıyla hastanın bu sesleri duyup duymadığı veya ne kadar duyduğu hakkında fikir sahibi olunabilir. İşitilen ses seviyesi bu testle belirlenir. Hava yolunun ve kemik yolunun işitme düzeyi bu ölçümde belirlenir. Hava yolu ölçümlerinin temel amacı işitme eşiğinin düzeyini bulmaktır. İşitme kaybının derecesini ölçer. Kemik yolu ise iç kulaktan itibaren bilgi verir. Bu ölçümde; bireyin sensörinöral duyarlılığı tanımlanır. Sensörinöral duyarlılık ya da sensörinöral işitme kaybı, konuşmaların ses seviyesi yeterince yüksek olsa dahi, konuşmaları anlamakta zorlanma olarak tanımlanabilir. Son olarak saf ses odyometrisi yapılırken bazı durumlara ekstra dikkat edilmesi gerekir. Bu durumlar şunlardır;
• Eğer hastada kulak çınlaması şikayeti bulunuyorsa bu durumu odyometriste bildirmeli ve sesin warble adı verilen çınlama şikayeti olan hastalara özel tonda gönderilmesini istemelidir.
• Hastalar, yalnızca duydukları en yüksek seste değil, en düşük seste de butona basmalıdır.
• Kemik yolu ses ileticisinin takılması halinde olabildiğince hareketsiz durulmalıdır.
Konuşma Odyometrisi
Kulağın temel görevi olan insan sesinin duyulması ve değerlendirilmesi, konuşma odyometrisinin temelini oluşturmaktadır. Genellikle işitme testi nasıl yapılır sorusunun yanıtı olarak pek çok merkezde uygulanan bu test insan sesini temel alır. Bir uyarıcı olarak bu sesin kulaktaki durumunun değerlendirilmesi, kişinin kulak fonksiyonları hakkında bilgi verilmesi, konuşma odyometrisinin ana görevidir. Bu test için belirlenen eşikler konuşmayı alma eşiği, konuşmayı ayırt etme eşiği, rahat dinleme eşiği ve rahatsız edici düzeydir.
Konuşmayı alma eşiği, diğer bir adıyla SRT (Speech Reception Threshold) hastanın, duyduğu kelimeleri %50 oranında işitebilmesini baz alan ses şiddetidir. Hastaya saf ses ortalaması temel alınarak 10dB - 15dB üzeri 3 heceden meydana gelen 6 kelime verilir. Hastanın tamamını doğru tekrar etmesi üzerine ses şiddeti 5dB azaltılır ve 3 heceli farklı bir liste verilir. Eğer bu listeyi de doğru tekrarlarsa ses şiddeti 5dB daha azaltılır. Hastanın 6 kelime üzerinden 2 doğrusu olması durumunda önceki aşamada verilen ses şiddeti hastanın konuşmayı alma eşiğinin sonucunu vermiş olur.
Konuşmayı ayırt etme, diğer bir adıyla SDS (Speech Discrimination Score) hastanın, konuşmayı alma eşiğinde elde edilen sonucun üzerine 25dB - 40dB eklenmesini ve 25 adet tek heceli kelime listesini tekrarlamasını temel alır. Doğru cevaplar %4 ile çarpılır elde edilen rakam hastanın konuşmayı ayırt etme seviyesini belirler. İşitme ile ilgili herhangi bir sorunu olmayan kişilerde bu oran %90 civarlarındadır. Rahat dinleme eşiği, diğer bir adıyla MCL (Most Comfortable Level) konuşmayı alma eşiği ile rahatsız edici ses düzeyi arasındaki kalan dinleme düzeyidir.
Rahatsız edici düzey, diğer bir adıyla UCL (Uncomfortable Level) hastanın ses seviyesinin şiddetinden rahatsız olduğu noktaya verilen addır.
İletim tipinden kaynaklanan işitme kayıplarında hastaların SRT ve UCL skorları yüksektir. Konuşma odyometrisi testine göre herhangi işitme problemi olmayan kişilerde SRT değeri 20dB, MCL değeri 40-60 dB, SDS değeri %90-100, UCL değeri 100-120 dB’e eşit olmalıdır.
Timpanometri
Orta kulağın basıncını ölçen timpanometri testinde dış kulak yoluna hava basıncı uygulanarak orta kulak ve kulak zarı hareketliliğinin ölçülmesi sağlanır. Orta kulak ve kulak zarındaki hareketlilik ölçülerek, bu yapıların fonksiyonu hakkında bilgi elde edilir. Ölçümler kulağa yerleştirilen bir prob ile gerçekleştirilir. Bebeklere bile rahatlıkla uygulanabilen kolay bir testtir. Timpanometri testi yapılırken kulak zarının delik olmaması gerekir.
Akustik Refleks Testleri
Orta kulaktaki stapes kasının, akustik uyaranlara verdiği yanıta akustik refleks denir. Beyin sapı düzeyine kadar işitme yolları hakkında bilgi verir. Akustik refleks işitme testi ile elde edilen bilgiler diğer bulgularla birlikte yorumlanarak işitme kaybına neden olan durumun yeri hakkında fikir verir.
İşitme Testinin Sonuçlarının Değerlendirilmesi Nasıl Olur?
İşitme testinin sonuçları KBB doktoru tarafından değerlendirilir. İşitme kaybı ve bundan kaynaklanan tedavi gerektiren bir durum varsa KBB doktorunuz size gereken tedaviyi uygulayacaktır.
İşitme Kaybının Dereceleri Nelerdir?
Bir bireyin işitme kaybının miktarı hafif, orta, ileri düzeyde veya ağır olarak derecelendirilir. Bunun seviyelerini gösterecek olursak:
Normal İşitme: 20 dBHL'ye kadar düşük sesleri işitebilirsiniz.
Hafif İşitme Kaybı: Duyma yeteneği daha iyi olan kulağınızdaki işitme kaybı 25 - 39 dBHL arasındadır. Gürültülü ortamlarda konuşulanları takip etmekte bir miktar zorlanırsınız.
Orta Dereceli İşitme Kaybı: Duyma yeteneği daha iyi olan kulağınızdaki işitme kaybı 40 - 69 dBHL arasındadır. İşitme cihazı olmadan konuşulanları takip etmekte zorlanırsınız.
İleri Düzeyde İşitme Kaybı: Duyma yeteneği daha iyi olan kulağınızdaki işitme kaybı 70 - 89 dBHL arasındadır. Güçlü işitme cihazları veya implant gerekir.
Ağır İşitme Kaybı: Duyma yeteneği daha iyi olan kulağınızdaki işitme kaybı 90 dBHL'den başlar. Daha çok dudak okuma ve/veya işaret dili veya implant kullanımına ihtiyaç duyarsınız.
Yenidoğan İşitme Testleri
İşitme kaybı, doğumsal anomaliler arasında en sık görülen rahatsızlıkların başında gelmektedir. Yenidoğan her 1000 bebeğin 3’ünde doğumsal işitme kaybı sorunu yaşanmaktadır.
Yenidoğanlarda İşitme Kaybı Nedir? Neden Önemli Bir Sağlık Sorunudur?
Her çocuğun işitebilmesi ve konuşmayı öğrenebilmesi, onun en temel hakkıdır. İşitme kayıpları, çocuğun ana diline özgü sesleri oluşturarak konuşmasını geciktiren ve bozan en önemli faktördür. İşitme kaybıyla doğan ya da doğduktan sonra herhangi bir nedenle işitme kaybı yaşayan çocuklar, vaktinde teşhis edilir ve rehabilitasyon programlarına alınırlarsa, gelişimlerinde yetersizlik yaşamazlar. Burada bahsedilen gelişim yetersizlikleri; psikolojik ve sosyal gelişimin yanı sıra, çocukların eğitim hayatlarını da olumsuz olarak etkileyebilecek yetersizliklerdir.
Yenidoğan İşitme Taraması Ne Zaman Yapılmalı?
Yapılan araştırmalar işitme kaybının saptanması bakımından en kritik dönemin "yenidoğan dönemi" olduğu yönündedir. O yüzden doğumdan sonra, hastaneden taburcu olmadan önce bebeğe mutlaka işitme testi yaptırılmalıdır. Eğer yapılamadıysa ilk 1 ay içerisinde işitme taraması mutlaka tamamlanmalıdır.
Bebeklere İşitme Taraması Yapılmazsa Ne Olur?
Bebekler hayatının ilk iki yılında beden ve zihin yönünden hızlı bir gelişim dönemi yaşarlar. İnsanlarda kullanacakları dilin temeli; o dile özgü seslerin işitilmesi ve konuşmaların dinlenmesiyle oluşur. Konuşma ve dil gelişimi doğumdan itibaren 4 yaşına kadar devam etmektedir. İşitme taraması yapılarak erken teşhis konup ve erken rehabilite edilen bebeklerin dil gelişimine paralel olarak; zihinsel sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu yönde etkilenir. Doğduktan sonra en geç altı ay içinde işitme engeli teşhisi konan ve işitme cihazı uygulanıp özel eğitime alınan bebeklerin konuşma becerisi, normal yaşıtlarına benzer seviyede gelişebilir. İşitme engeli ile doğan bu engeli fark edilmeyen bebeğin dil gelişimi durur ve bununla birlikte zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimi yavaşlar.
Tarama Testi Olarak Hangi Testler Kullanılıyor? Bebeğime Zarar Verir mi?
Ülkemizin her yerinde taramalar, Bilim Komisyonu tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylanan tarama protokollerine göre ABR adı verilen test ile yapılmaktadır. Testler, basit, ucuz, uygulaması kolay ve bebeğe herhangi bir acı ya da zarar vermeyen özelliklere sahiptirler.
İşitme Kaybı Şüphesi Olan Bebeklere Neler Yapılıyor?
İşitme kaybı yaşadığı düşünülen bebekler bir üst merkeze sevk edilirler ve bu bebeklere ileri düzeyde işitme testleri uygulanır. Eğer işitme kaybı tanısı alırlarsa, o zaman kaybın türüne ve nedenine göre tedavi seçenekleri belirlenir. Bazı bebekler ilaçla tedavi edilebilirken, bazılarının ise işitme cihazı ya da koklear implant denilen biyonik kulağa ihtiyacı olabilir. Bu nedenle bebeklerin, doğumdan sonraki ilk 1 ay içinde tüm taramalarının yapılması, 3 ay içinde varsa tanılarının koyulması ve gerekiyorsa 6 ay içinde cihaz kullanmaya başlamaları gerekmektedir.