
Genel Cerrahi
Kent Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğimizde güçlü teknik altyapı olanaklarımızla hizmet vermekteyiz. Kanser CerrahisiCerrahi, kanserli dokunun vücuttan çıkartılmasıdır. Birçok kanserde cerrahi tedavi uygulanan bir yöntemdir ve bazı kanserlerde cerrahi tedavi sağlanmaktadır. Cerrahi aynı zamanda biyopsi, evreleme, yan etkiler ve ağrının azaltılmasında kullanılan bir tedavi yöntemidir.
Cerrahi tedavinin yan etkileri, cerrahinin tipine ve hastanın tedavi öncesi genel sağlık durumuna bağlıdır. En sık görülen yan etki, hastaların pek çoğunda kolaylıkla tedavi edilebilen ağrıdır. Kanser cerrahisinin diğer ameliyatlardan en belirgin farkı; tümörün nüks etmemesi için tümöre mümkün olduğunca dokunmadan, delmeden ve özellikle tedavi edici kanser ameliyatlarında daima etrafta mutlaka sağlıklı doku kazanılarak tümörlü dokunun lenf bezleri ve etkilediği tüm yandaş organlar ile birlikte eksiksiz olarak çıkartılmasıdır.
Kanser Cerrahisi Türleri;
• Koruyucu (profilaktik)
• Tanısal (diagnostik)
• Evreleme amaçlı
• Tedavi edici (küratif)
• Tümör hacmini azaltan (debulking)
• Geçici çözüm sağlayan (palyatif)
• Destekleyici (suportif)
• Doku bütünlüğünü sağlamaya yönelik (rekonstrüktif)
Endokrin Cerrahisi
Guatr (tiroit bezi) hastalığı başta olmak üzere vücuttaki tüm endokrin bezlerin (paratiroid, böbreküstü bezi) hastalıklarının cerrahi tedavisi gerçekleştirilmektedir.
Meme Cerrahisi
Tüm meme hastalıklarının cerrahi tedavisi yapılmaktadır. Özellikle meme kanseri tedavisinde tüm cerrahi seçenekler uygulanmakta; patoloji, onkoloji, psikiyatri ve gerektiğinde plastik cerrahi klinikleriyle multidisipliner bir yaklaşım izlenilmektedir.
Üst Gastro-İntestinal Sistem Cerrahisi
Yemek borusu (ösefagus), mide, duodenum ve ince bağırsaklarda görülen hastalıkların cerrahi tedavisi uygulanmaktadır.
Kolo-Rektal Cerrahi
Hemoroid (basur), fissür, fistül, sinüs pilonidal (kıl dönmesi) gibi anal bölge ve kalın bağırsağın tüm selim ve habis hastalıklarının cerrahi tedavisi yapılmaktadır.
Perianal Apseler- Perianal Fistüller Perianal apseler;
Crytoglandüler epitel ile döşeli anal kanaldan başlar. İnternal anal sfinkter normalde bir bariyer fonksiyonu görür, fakat cryptlerin olduğu yerde bu bariyer bütünlüğü bozulur. Enfeksiyon bir kez intersfinkterik alana ulaşırsa, buradan komşu alanlara yayılabilir. Anal kanal çevresindeki yumuşak dokuların enfeksiyonu/apse gelişimi oluşur. En sık 30-40 yaş arasında ve erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Hastaların %30 ‘u daha önce kendi kendine veya cerrahi müdahale ile iyileşen bir apse hikayesine sahiptir. Abseler; %10-15 oranında tekrarlar, apselerin %15-40’ında fistül gelişir. Yaz ve ilkbahar mevsiminde daha sık görülür. Kişisel temizlik, ishal veya bağırsak alışkanlığı ile görülme sıklığı arasında bir bağlantı yoktur.
Perianal Apse Oluşmasına Zemin Hazırlayan Faktörler:
• Yabancı cisim
• Anal bölgede travma
• Geçirilmiş ameliyatlar
• Malignite
• Hidradenitis süpürativa
• İmmun yetmezlik
• Diyabet, tüberkülöz, obezite
• Radyasyon
Crohn hastalığı Perianal Apse Ne Gibi Şikayetler Yapar?
• Perianal bölgede rahatsızlık hissi
• Ağrı (hareketle, defekasyon sırasında, oturma ile aratan)
• Perianal bölgede kaşıntı hissi
• Ateş, halsizlik, titreme
• Fistül geliştiğinde zaman zaman artan azalan akıntı
Perianal Apse Nasıl Teşhis Edilir?
• Muayene
• Şüpheli durumlarda; görüntüleme yöntemleri (MR,Tomografi,Ultrasonografi)
Perianal Apse Nasıl Tedavi Edilir?
Apsenin boşaltılması en temel tedavi yöntemidir. Antibiyotik kullanımını öneren veya önermeyenler vardır. Enfeksiyonun ağır seyretme riski olan hastalarda (diyabet, immun süpresyon, kapak hastalığı gibi) kullanımını önerenlerde mevcuttur. Hastaya ve cerrahın tercihine göre antibiyotik seçilmesi en uygun olur. Apse drenajı ile beraberinde fistül cerrahisi yapılmalı mı tartışması vardır. Genel olarak fistül tedavisi daha sonraya planlanır.
Perianal Fistüllerde Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
• Fistülotomi / fistülektomi
• Seton• Glue tedavisi
• Anal flaps
• LIFT (ligation intersfinkterik fistül tract)
• Lazer ile fistül hattının kapatılması
Perianal fistüllerde tedavi planı yapılırken, hasta ile iyi konuşulması, riskleri, hastalığın tekrarlama ihtimali/ başarı oranı en iyi şekilde anlatılmalıdır. Hepato-Pankteratiko-Biliyer CerrahiBu grup hastalıklar içinde en sık rastlanan safra kesesi taşı ameliyatları, laparoskopik yöntemle yapılmaktadır. Ayrıca karaciğer, safra kesesi ve yolları ile pankreasın cerrahi hastalıklarının özel deneyim gerektiren operasyonları uygulanmaktadır.
Fıtık Cerrahisi
Tüm karın duvarı fıtıkları, açık veya laparoskopik yöntemle onarılmaktadır. Ayrıca müdahale odasında lokal anestezi ile küçük cerrahi işlemler yapılabilmektedir. Genel Cerrahi bölümünü ilgilendiren sık görülen fıtıklar; inguinal herni (kasık fıtığı), umblikal herni (göbek fıtığı), insizyonel herni (geçirilmiş ameliyatlar sonrası oluşan fıtıklar), epigastrik herni, femoral herni olarak sayılabilir, daha nadir görülen başka hernilerde vardır. Herni ameliyatlarının bazıları laparoskopik (kapalı ameliyat) yöntem ile yapılabilir. Uygun hasta seçimi ve doğru yöntem ile laparoskopik- açık cerrahi ameliyatlarının başarı şansı aynıdır. Laparoskopik cerrahi de ağrı, yara izi ve normal hayata dönüş daha iyi olabilmektedir. Ameliyat sırasında hasarlı bölgenin onarımı ve tekrarlama riskini azaltmak için Mesh adı verilen özel malzemeler kullanılmaktadır.
Sıcak Kemoterapi (Hipek) Nedir?
Ameliyat ile kanserin yerleştiği bağırsak ve yayılım yaptığı karın zarı bölgelerinin çıkarılmasının ardından yaklaşık 43 derece sıcaklıktaki sıvının karın boşluğuna kemoterapik ilaçla birlikte verilmesine hipertermik intraperitoneal kemoterapi (HİPEK-HIPEC) denir. HIPEC Tedavisi, ameliyatı karın boşluğunda ısıtılmış kemoterapi ile birleştirerek tüm kanser hücrelerini karın boşluğundan radikal biçimde uzaklaştırmaya çalışır. Bu tedavinin amacı uzun süreli sağ kalımı teşvik etmek veya hatta hastayı tedavi etmektir. İşlem genel anestezi altında yapılır ve tipik olarak 6 ila 9 saat sürer. Bununla birlikte, daha uzun prosedürler gerekli olabilir.
Kimler İçin Önerilir?
HİPEK , bazı hastalar için ömür boyu süren , hatta hayat kurtaran bir tedavi olabilir. Ne yazık ki, periton kanseri olan tüm hastalar HİPEK prosedüründen olumlu sonuçlar alamazlar. Her hasta için birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bu faktörlerin bazıları aşağıda belirtilmiştir. Periton Kanserinin Kökeni Mezotelyoma, psödomiksoma peritonlu hastalarda ve kolorektal bir tümörden türeyen periton kanseri olan hastalarda, HİPEK ile tedaviyi destekleyen iyi bilimsel ve klinik kanıtlar vardır. Gastrik veya yumurtalık kökenli periton kanseri olan hastalarda HİPEK‘ten olumlu bir etki beklenir, ancak bu yaklaşım halen araştırılmaktadır ve bu hastaların HİPEK ile tedavi edilmesi ideal olarak klinik çalışmalarda yapılmalıdır. Pankreas kanseri veya yüksek dereceli sarkom sebebiyle periton kanseri olan hastaları HİPEK ile tedavi etmek, halen yeterli bilimsel kanıtlarla desteklenmemektedir. Hastalığın Kapsamı Periton kanseri endeksi, periton boşluğu boyunca periton kanseri oranını değerlendirmek için kullanılır. Genel olarak, PCI HİPEK sonra prognoz ile ilişkilidir. Daha yüksek PCI değerleri tipik olarak daha kötü bir prognoz ile ilişkilidir. Bu yaklaşım, kolorektal kanser gibi bazı hastalıklar için kabul edilebilir bir maksimum PCI tanımı ile sonuçlanmıştır. Belli bir eşiğin üstünde prosedürün sağkalım açısından yararı, risklerinden ağır basmaz ve bu hastalarda HİPEK yapılmaz. Kolorektal kanser hastalarında maksimum PCI enstitüler arasında değişebilir. PCI ile ilgili farklı kurallar PMP gibi düşük dereceli maligniteler için geçerlidir. Bu hastalarda, çok yüksek bir PCI ile uzun süreli sağkalım veya hatta bir tedavi elde edilebilir. Bu hastalarda, tümör nodüllerinin karnını temizleme yeteneği prognoz için başlangıçtaki PCI’den daha önemlidir.
Klinik DurumBir HİPEK prosedürü, invaziv, uzun ve karmaşık bir prosedür olarak kabul edilir. Hastalar bu tedavinin zorluğuna dayanmak, tedavi sonrası iyi sonuçlar almak ve tamamen iyileşme şansı yakalamak için klinik anlamda iyi durumda olmalıdır. Bazı hastaneler bu tedavi için üst yaş sınırı uygular (örneğin 65 veya 70 yaş). Bununla birlikte, bazı çalışmalar “fizyolojik yaş” ın “takvim yaşı” ndan daha önemli olduğunu göstermiştir ve çeşitli hastaneler şimdi HİPEK prosedürünün sağlıklı bir şekilde 70 yaşın üzerindeki hastalara güvenle uygulanabileceğini kanıtlamıştır. Karın Dışındaki KanserHİPEK prosedürü karın boşluğu için bölgesel bir tedavi olarak düşünülmelidir. Bu nedenle, karın boşluğu dışındaki organlara (örneğin; Akciğerlere, beyne veya kemiklere) yayılmış olan kanser genellikle HİPEK prosedürü için uygun bir hedef olarak kabul edilmez. Kolorektal kanserden türemiş, sadece birkaç (üç veya daha az) tedavi edilebilir karaciğer metastazı mevcudiyeti için bir muafiyet yapılabilir. Çeşitli çalışmalar, bu gibi karaciğer metastazlarının HİPEK ve sınırlı periton kanseri için sistemik kemoterapi kombinasyonu ile tedavisinin uygulanabilir ve güvenli olduğunu göstermiştir. Ek olarak, bu yaklaşım tek başına kemoterapi ile karşılaştırıldığında uzun süreli sağ kalımla sonuçlanmıştır. Yukarıda belirtilen faktörlere ek olarak, bireysel bir hasta için birçok başka faktörün göz önüne alınması gerekebilir ve bu faktörler, mümkün olan en iyi tıbbi tedavi ile ilgili tavsiyeyi etkileyebilir. Ayrıca, HİPEK prosedürüne devam edilmesi için göstergeler, yerel uzmanlığa bağlı olarak ülkeler ve hatta bir ülkedeki hastaneler arasında değişebilir. İdeal olarak, periton kanseri olan bir hastaya, optimal tedavi stratejisini tanımlamak için periton kanseri hakkında özel bilgi sahibi, çok disiplinli bir uzmanlar ekibi tarafından danışmanlık verilmelidir. Tedavi stratejisi, seçilmiş hastalarda HİPEK içerebilir.
Uygulama Sonrası Süreç HİPEK karmaşık ve invazif bir prosedür olduğundan, ameliyat sonrası komplikasyonlar sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Nispeten sık görülen komplikasyonlar arasında akciğerlerin veya idrar kesesinin enfeksiyonu, yara problemleri ve birkaç gün hatta haftalarca yemek yiyip içememek sayılabilir. Daha az sık ancak daha ciddi bir komplikasyon abdominal enfeksiyonlarla sonuçlanan bağırsak içeriğinin karın içine sızmasıdır. Sızıntıyı kontrol etmek için bu hastalarda ikinci bir prosedür gerekebilir. Bazı hastalar HİPEK sırasında kullanılan kemoterapinin yan etkilerini yaşarlar, ancak bunlar çoğunlukla hafif ve sınırlayıcıdır. HİPEK kemoterapisinin bir sonucu olarak kayda değer saç dökülmesi çok nadirdir. Neyse ki, komplikasyonlarla karşılaşan hasta sayısı son birkaç on yılda giderek azalmaktadır. Çoğu hasta iki ila dört hafta boyunca hastanede kalır, ancak komplikasyonlar ortaya çıkarsa daha uzun kalırlar. Hastanede yatış sırasında, idrar kesesi, mide veya karın boşluğu içindeki kateterler gibi ameliyat sırasında takılan kateterler çıkarılır. Operasyonun karmaşıklığına rağmen, HİPEK prosedürünün şimdi çok güvenli olduğu düşünülmektedir. Deneyimli HİPEK merkezlerinde tedaviden sonra oluşan komplikasyonlar sonucu ölüm olasılığı %3’ten azdır. Bu oranlar, diğer yüksek riskli cerrahi prosedürlerle karşılaştırıldığında olumludur. Birkaç çalışmada, HİPEK işleminden sonra hastaların yaşadığı yaşam kalitesi araştırılmıştır. Bu çalışmalar, yaşam kalitesinin ameliyat sonrası yakın dönemde düştüğünü ve işlemin etkisi göz önüne alındığında bunun beklenildiğini göstermektedir. Bununla birlikte, tedaviden üç ay sonra, yaşam kalitesi çoğu hastada bazal seviyelere geri getirilir ve altı ay sonra ameliyat öncesi yaşam kalitesinden bile iyi duruma gelebilir. Bu sonuçlara dayanarak, araştırmacılar yaşam kalitesinin genel olarak HİPEK‘ten sonra korunduğu ve durumu mühim hastalarda bile iyileştirilebileceği sonucuna varmışlardır. Tedavi Sonuçları HİPEK prosedürü, bir hastayı tedavi etmek amacıyla gerçekleştirilmesine rağmen, peritoneal kanserin başarılı bir HİPEK prosedüründen sonra bile sıklıkla tekrarlayan agresif bir hastalık olduğu anlaşılmalıdır. Prognoz sonrası HİPEK, tanı sırasındaki hastalığın kökeni ve yaygınlığı, ameliyat sırasındaki tüm görünür kanseri ortadan kaldırma olasılığı ve hastanın durumu gibi birçok faktörden etkilenir. Kuşkusuz tüm hastalar HİPEK prosedüründen sonra tedavi edilmezler ancak genel olarak konuşursak, HİPEK‘ten sonra hayatta kalma aylar yerine yıllar cinsinden ifade edilir. Seçilmiş hastalarda tedavi sağlanabilir. HİPEK‘ten sonraki sonuçları daha da iyileştirmek için tedavi eden doktor ek sistemik kemoterapi önerebilir. HİPEK prosedüründen dört ila altı hafta sonra tipik olarak başlatılan bu kemoterapi, infüzyon ve / veya haplarla uygulanır. Kemoterapinin amacı , karaciğer veya akciğerler gibi diğer organlara peritoneal nüksü ve metastatik yayılmayı önlemek veya geciktirmektir. Bu durumda kemoterapi için kullanılan tıbbi terim “destekliyici kemoterapi” dir. Kemoterapi, HİPEK‘ten sonraki her hasta için faydalı değildir ve kemoterapiyi sürdürme kararı, her hasta için göz önünde bulundurulması gereken birçok faktöre bağlıdır. Hastalar HİPEK‘ten yıllar sonra spesifik sorunlarla karşılaşabilir ve soruları olabilir . Bu nedenle periton kanseri ve HİPEK bilgisine sahip bir hekimin yakın takibi bu dönemde oldukça istenmektedir. HİPEK‘ten sonra sağ kalım yararı açısından hastalar arasında sonuçlar değişkenlik göstermektedir. Örneğin, sonuçlar periton kanserinin kökenine ve tanı sırasındaki hastalığın derecesine bağlıdır. Genel olarak, tümörün tamamen alınabildiği psödomiksoma peritonlu hastaların prognozu HİPEK‘ten sonra iyidir ve bu tür hastaların çoğu tedavi edilebilir. Tedavi, kolorektal kanserli hastalarda ve malign mezotelyoma hastalarında daha az sıklıkla sağlanır, ancak genel olarak konuşursak, bu hastalarda HİPEK‘ten sonra hayatta kalma , diğer tedavilerde olduğu gibi aylarca değil, yıllarca ifade edilir. Operasyon Detayları Bir HİPEK prosedürü tipik olarak tek bir operasyonda birleştirilen dört aşamadan oluşur: keşif, rezeksiyon, HİPEK ve yeniden yapılandırma. Operasyon, karın boşluğunun, peritoneal kanserin derecesinin kesin olarak belirlendiği cerrahi ekip tarafından ayrıntılı bir şekilde araştırılmasıyla başlar. Periton kanserinin boyutunu ölçmek için çeşitli skorlar geliştirilmiştir. En sık kullanılan puan Periton Kanseri İndeksi (PCI)’dir.
Peritoneal Kanser İndeksi Cerrahi Rezeksiyon-Sitoredüktif Cerrahi Operasyonun bu kısmı“sitoredüktif cerrahi” olarak adlandırılır ve genel prosedürün çok önemli bir parçasıdır. Sitoredüktif cerrahi kanser hücreleri tarafından istila edilmiş tüm peritoneal yüzeylerin ve organların cerrahi olarak çıkarılmasını içerir. Bu dokular, örneğin ince bağırsak veya kolonun bir kısmını, dalağı, safra kesesini veya diğer karın organlarını içerebilir. Yapılması gereken rezeksiyonların sayısı hastalar arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Genel olarak, cerrahlar mümkün olduğu kadar çok organı boşaltmaya çalışırlar. Tüm görünür kanser nodüllerini çıkardıktan sonra, mikroskobik kanser hücrelerinin geride bırakılması kaçınılmazdır. Eğer tedavi edilmezse, bu kanser hücreleri operasyondan kısa bir süre sonra tekrar bölünmeye başlar ve periton kanserinin tekrarına neden olur. HİPEK bu görünmez tümör hücrelerini yok etmek için karın, operasyon sırasında yüksek dozda kemoterapi ile doldurulur. Mitomisin-C, oksaliplatin ve sisplatin gibi çeşitli kemoterapi türleri kullanılabilir. Bu kemoterapi, 41-42 santigrat dereceye kadar ısıtılır, çünkü ısının kemoterapinin etkinliğini artıracağı düşünülmektedir. Bu ısıtma kemoterapiyi hastanın karnına kadar ısıtabilen ve dolaştırabilen özel bir cihazla sağlanır. Dünyadaki çeşitli enstitülerdeki protokollere bağlı olarak, prosedürdeki bu adım 30 ila 90 dakika sürer. İşlemin bu kısmına “Hipertermik İntraperitoneal Kemoterapi” denir ya da kısaca: HİPEK. Bu adım işlemin tamamının sadece bir kısmı olmasına rağmen, HİPEK terimi şimdi tüm cerrahi işlemi tanımlamak için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yeniden Yapılandırma HİPEK prosedüründen sonra, operasyon mümkün olduğunca bağırsakların devamlılığını geri alarak ilerler. Bununla birlikte, bazen geçici veya hatta kalıcı bir kolostomi gerekir. Çoğu hastada, mide, idrar kesesi veya karın boşluğu gibi çeşitli noktalara kateterler yerleştirilir. Bu kateterler, ameliyattan sonraki günlerde hastanın klinik durumuna göre çıkarılır. HİPEK prosedürü genellikle uzun ve köklü bir prosedür olduğundan, çoğu hasta yaşamsal fonksiyonlarının yakından izlemeye yönelik, ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine kabul edilmektedir.